Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın tarihinden ilham alarak;

İkon: Anadolu topluluklarından İyonyalıların alfabesi Mu kıtasının batış destanını anlatan harflerden oluşmaktadır; Buradaki PHİ (Fi) harfi logomuzun çıkış noktasıdır. 'PHİ' aşağıda belirtildiği gibi çamur-kil-balçık anlamlarına gelmektedir. Aynı zamanda bu sembol altın oran için de kullanılır ve güzelliğin estetiğin sembolüdür. 1
İsim-Font: Olimpos Seramik adımızı Antalya Yazır Köyü’ne bağlı, tarihinden ve doğasından etikilendiğimiz antik kentin adından aldık. Yazır Köyüne bağlı antik kent ve aynı zamanda tatil yöresi olan belde Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır dolayısıyla logomuzda Türkçe karakterlerle ’Olimpos’ dur. Logoda kullanılan font tarz olarak eski kültürlerin süreçlerinden geçmiş ve temelinde Etrüsk + Türk tamgalarının olduğu tematik antik dönem kazıma fontudur. 
Renkler: Dünya sanat tarihine 'Atina Çömlekleri!' olarak geçmiş olan ancak gerçekte Etrüsk + İyonya kültür ve miraslarından kalan, siyah ve kırmızı figürlü antik çömleklerin ana renkleridir ve bu renkler bir çömlek ekolü olarak kalmıştır. 2
Rakamlar: Antik dönem rakamlarının yazıldığı Roma+ Etrüsk rakamları da markamızın tarihi 2018 yılıdır ve tarzımızı belirtir.


Not:Olimpos (Olympos) adının kaynağı ve anlamı tam anlamıyla bilinmese de eski Anadolu dillerinden geldiği ve çoğunlukla “yüksek dağ” anlamını taşıdığı anlaşılmaktadır. Gökyüzündeki bulutlara kadar doruğu uzanan ve tanrıların yerleşim edindiği inancı Sümerlerden, eski anadolu uygarlıklarından İyonya’ya ve dolayısıyla Helen topluluklarına geçmiştir.
Olimpos adı kimilerinin sandığı gibi Hristiyanlığın ya da her hangi bir dinin mensuplarının tekelinde olan bir kavram değildir. Anlam olarak Ulu - yüksek - kutsal dağ anlamlarına geldiği, dolayısı ile tüm dünya da ki kutsal dağlar bu uygarlık ve dillerinde Olimpos (Olympos) olarak adlandırılmıştır. Diğer bir değişle orta doğu coğrafyasında Sina dağı, Anadolu'da Olimpos dağı, Asya da Kailaş dağı bu anlamda aynıdır yani kutsal ve ulu dağdır. İsimler sadece coğrafik dil ve isim farklılıklarıdır.
Antik çağda toplam 19 dağ Olimpos ismini almıştır (eski Yunanca’da (Helen ve İyonya) bağlı kaynaklarda Olympos, Latince’de ve bağlı kaynaklarda Olympus).Bunlardan bazıları,
  • Antalya’ da Tahtalı Dağı: Olimpos Köyü, Antalya’da antik kent kalıntıları bulunan bir vadi ve aynı zamanda tatil yöresinin yakınlarında bulunan ve zamanın da adını aldığı bugünkü Tahtalı dağı.
  • Bugünkü Yunanistan’ın en yüksek zirvesini oluşturan Tesalya bölgesinde eski Yunan Mitolojisi’nde tanrıların oturduğu kabul edilen ve 2919 m. yükseklikteki dağ,
  • Mysia Olimpos Dağı (Uludağ), Bursa’da, antik çağda Mysia Olimposu olarak da anılmış olan ve Marmara Bölgesi’nin en yüksek zirvesini oluşturan dağ,
  • Paphlagonia Olimpos Dağı: Bartın merkezi doğusunda, il merkezi ile Arıt beldesi arasındaki Arıt Dağı , Antik çağda ve 19. yüzyıl Batılı gezginleri tarafından Paphlagonia Olimpos’u olarak anılan dağ.
  • Olimpos Tepesi (Kıbrıs), Kıbrıs adasının 1952 m. ile en yüksek zirvesini oluşturan dağ,
Bu tarihi isimden esinlenerek, ABD’de iki dağa ve Mars’ta bir dağa aynı isim verilmiştir.

1-ALPHA – Al: ağır şiddetli, PAA: kırmak, ha: suBETA – BE: yürümek, TA: düzlük, yer, ova, zeminGAMMA – KAM: maruz kalmak, almak, MA: anne, dünya, toprakDELTA – TEL: derin, taban, dip, alt, TA: bulunduğu yerEPSİLON – EP: engel olmak, ZİL: sınır oluşturma, kenar yapmak, ONOM: büyük fırtına, hortum, kasırgaZETA – ZE: saldırmak, çarpmak, vurmak, TA: bulunduğu yer,ETA – ET: birlikte, ile, HA: suTHETA – THETHE kaplamak, genişletmek, HA: suIOTA –IO: canlı, yaşayan hareketeden herşey, TA: bulunduğu yerLAMBDA –LAM: batmak, BE: gitmek, yürümek TA: bulunduğu yerMU – MUNİ –Nİ: uç, zirve, dorukXİ –Xİ: doğmak, görünmekOMİKRON – OM: döndürmek, İK: rüzgar, LE: yer, ON:daireselPİ – Pİ: yavaş yavaş yerleştirmekRHO – LA: kadar, BO: gelmekSİGMA – Zİ: soğuk, İK: rüzgar, MA: toprak, anaTAU – TA: nerede, U: dip, çukur, uçurumPHİ – PE: gelmek, Hİ: çamur, kilCHİ- ağzı açıkPSİ – PE: gelmek, gitmek, Zİ: buharKAPA – KA: çökelti, tortu, tümsek, PAA: kırmak, engel olmak, zorla girmekUPSİLON – U: Dip, çukur, uçurum, PA: gölcük, Zİ: soğuk, LE: yer, ON: daireselOMEGA – O: orada, MEC: döndürmek, KA: tortu.
Sular şiddetle ovalara hücum edip yayılır. Tümseklerin olduğu alçak yerlerdeki toprakları kaplar. Sahiller oluşturur ve girdaplar yeryüzüne saldırır. Sular, yaşayan ve hareket eden bütün her şeye yayılır. Tümsekler dayanamaz ve MU toprakları batar. Yalnız su üstünde kalan yüksek tepeler görünürde kaldı. Soğuk hava gelene kadar yavaş yavaş hortumlar, kasırgalar eser. Önceden vadilerin olduğu yerlerde artık uçurumlar ve soğuk derinlikler vardır. Daire şeklinde yerlerde çamur tabakaları oluşur. Açılan bir ağızdan dumanlar ve lavlar fışkırır, sonra buhar ve volkanik tortu gelir...
2-Burada oluşmuş olan bir handikap, bu renklerin bitmiş çömleklerin üzerine fırça ile boyayarak bir ressamlık yapıldığı sanılmasıdır. Oysa gerçek bundan daha fazlasıdır. Renkler eski ustaların yüz yıllar süren birikim ve ustalıklarının sonucu oluşmuş olan karmaşık bir pişirim tekniğinin sonucudur. Yani eseri oluştururken eserin ana bünyesindeki kil ile esere pişirim öncesi sürülen daha ince katmanlı bir sıvı kilin üzerine yapılan çizimlerin, pişirim teknikleri uygulanarak renk alması sağlanıyordu. O dönemler de bugün bildiğimiz seramik sır ve renkleri çok bilinen bir teknik değildi. Dolayısıyla figürler ve renkler çamurun içindeki demir oksit oranına göre kırmızı ve siyah renklerine bürünüyordu. O tarihe kadar bulunmuş olan en ileri seramik teknolojisi bu olduğu için büyük ustaların eserleri bu teknikte üretilip sarayları ve elitlerin hanelerini süslüyordu. Bu sayede çok nitelikli desen ve formlardan oluşan eserler çok iyi korunmuş olarak günümüze kadar ulaşabilmiş